İşsizlik ülkemizin hala gündeminde olan bir konu. Konuyla paralel iki mesele daha var.
Kendi mesleğini icra etmeyen, eğitim gördüğü alanın dışında çalışanlar ve kalifiye iş gücü eksikliği. Bunların üstüne bir de sosyal güvenlik açığını ekleyin.
Sondan başlayalım. Sosyal güvenlik açığı kısaca sosyal güvenlik kurumlarının topladıkları primlerinin ödedikleri maaş ve sağlık harcamalarını karşılamaması durumudur. Normalde çalışanın az olup emeklilerin çok olduğu sistemlerde görülür.
Ama şu anda Türkiye’de sosyal güvenlik açığı var. Son bir yıldır iş çevrelerinden kiminle görüşsem kalifiye iş gücünün eksikliğinden yakınıyor. İnşaatçı mğhendis bulamıyorum diyor, hastaneci dotor bulamıyorum diyor. Bu gözlem de yukarıdaki sosyal güvenlik açığı ile tutarlı bir manzara ortaya koyuyor.
Ancak şunu da biliyoruz ki genç nüfusumuz yaşlılarımızdan daha fazla. Ve gençlerimiz iş bulmakta zorlanıyor. Buyurun çıkın bu denklemin içinden. Doluya koyuyorum, boşa koyuyorum şu sonuca varıyorum: gerekli iş gücün tam ve iyi yetiştiremiyoruz.
Konunun sosyal güvenlik açığı gibi ekonomik boyutları herhalde daha çok sigorta primlerinin gerçek ücretlere göre değil asgari ücrete göre yatırılması ve sağlık harcamalarının olabildiğince istismar edilmesinden kaynaklanıyor. Ama ben esas iş arayanın iş bulamaması, eleman arayan patronun eleman bulmakta zorlanması tarafı ile ilgileniyorum.
Demek ki bugünün ihtiyaçları düşünülerek eğitim planlaması yapılmamış. Ülkemizin şu andaki doktor ihtiyacı bellidir. Devlet planlama teşkilatı diye bir teşkilatımız var. Bu teşkilat gelecek için planlama yapmıyor mu? Bugünün doktor ihtiyacı yıllar öncesinden planlanmadı mı? Hadi yüzde beş veya on fark olsun. Ama çok ciddi bir açıktan söz ediliyorsa – ki sağlık bakanı çok ciddi açıktan söz ediyor- planlama hatası var demektir. Olanı bir kenara bırakıp olması gerekene bakalım.
2013 ylında doktor olacak olanlar bu yıl tıp fakültesi kapısından girdiler. Bunların belli bir oranı okulu bitiremeden bırakacak veya okul değiştirecek. Bir kısmı sınıf kaybı yaşayacak bazıları ise okulu bitirecek ama mesleğinin dışında bir iş yapacak. Bunun dışında kalan sayı eğer 2013 yılında ihtiyacımz olan doktor sayısını karşılamıyorsa şimdiden tedbir alınmalıdır.
Bu örnek öğretmen için de mühendis için de polis için de aynen geçerlidir. Geleceğin dünyasını inşa ediyorsak bunun önemli ayaklarından biri de insan kaynağıdır (kadrolardır). Geleceğin kadrolarının şimdiden planlanması lazımdır.
Kadrolaşma geleceğin inşası için gereklidir. Daha da üst düzeyde düşünmek gerekirse geleceğin devlet adamlarını (siyaset bilimcileri), bürokratları, askeri dehaları hep eğitim planlaması sonucu artaya çıkacaktır.
Previous Post
Bitmeyen Senfoni Next Post
Bilgiye Erişim ve Bilgi Kirliliği admin
Recommended Posts
Tabiatta hemen her şey bir mücadele içindedir. Hayatta kalabilenler bu mücadelede kendi ihtiyacı olan imkan ve şartları sağlayanlardır. Bitkiler çevre şartları, diğer bitkilerin etkileri ve hayvanların saldırılarından kurtulabildikleri ölçüde hayatta kalıp gelişir. Hayvanlar da benzer şekildedir. Güvenliğini sağlayan, beslenebilen, iklim şartları karşısında […]
Haber kaynaklarına baktıkça canımız sıkılıyor, dehşete düşüyoruz, tüylerimiz diken diken oluyor. Masum çocukların ölümü günlerce, aylarca meşgul ediyor bizi. Gencecik çocukların cinnet halinde işledikleri cinayetler kabusumuz oluyor. Cinayetler, tecavüzler, savaşlar, insanın insana reva gördüğü nice şenaatler. Ne oluyoruz, neden bu hale geldik […]