Hâsılım yoh ser-i kûyunda belâdan gayrı
Garazım yoh reh-i aşkında fenâdan gayrı
Ney-i bezm-i gamem ey âh ne bulsan yele ver
Oda yanmış kuru cismimde hevâdan gayrı
Yetti bîkesliğim ol gaayete kim çevremde
Kimse yoh çevrile girdâb-ı belâdan gayrı
Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapım bâd-i sebâdan gayrı
Bezm-i aşk içre Fuzûlî nice âh eylemeyen
Ne temettu bulunur bende sadâdan gayrı
Günümüz Türkçesi ile:
1-Senin sokağının başında beladan başka
elde ettiğim (bir şey) yok -aşkının yolunda
yok olmaktan (ölmekten) başka da bir amacım
yok.
2-Ey ah! Gam (hüzün) meclisinin ney’iyim,
ateşe yanmış kuru vücudumda arzudan başka
ne bulursan yele ver (savur) dağıt.
3-Kimsesizliğim o dereceye vardı ki,
çevremde -bela girdabından başka dönen
kimse yok.
4-Bana, ne gönül ateşinden başka kimse
yanar,-ne de tan yelinden başka kimse
kapımı açar.
5-Fuzûlî! Aşk meclisinde nasıl ah
etmeyeyim? -bende sesten başka ne kâr
bulunur