Tablet kullanan öğrenciler

FATİH Projesi, ilk duyurulduğunda hiç şüphesiz bütün eğitim camiasını heyecanlandırmıştı. Üzerinden 8 yıl geçen bu projenin bugünlerde devam edip etmediği dahi bilinemeyecek duruma gelmiştir.

Projenin Durumu

Bir milletvekilinin 2018 yılı sonunda Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk beyefendiye soru önergesi vermesi ile bazı bilgiler öğrendik. Projenin bileşenlerdinden birisi her dersliğe akıllı tahta kurulmasıydı. 432.288 adet akıllı tahta kurulmuş. Bu sayı Türkiye’deki toplam derslik sayısının yarısından biraz fazla ediyor. Bir diğer bileşen her öğrenciye bir tablet bilgisayar verilmesiydi. 1.437.800 adet tablet bilgisayar dağıtılmış. Kabaca devlet okullarında 15 milyon öğrencinin olduğu düşünülürse… Hadi sadece lise öğrencilerine tablet verilecekti diyelim. MEB istatistiklerinin verildiği sayfaya göre yuvarlak sayı ile 5 milyon öğrenci var. Demek ki üçte birine tablet verilmiş.

Uygulama Nasıl Gidiyor?

Tablet verilmiş olması, akıllı tahta kurulmuş olması, okula internet bağlanması bu projenin başarısı için yeterli midir? Bütün bunlar eğitime ne katıyor. Hepsi yerli yerinde kullanılırsa elbette çok şey katacak.

Öğrenciler özel tasarlanmış etkileşimli kitaplar sayesinde bilgiye hızlı erişeceklerdi. Bu teknolojilerin kulanımı sayesinde matematik problemlerinin çözümleri animasyonlu gösterimlerle eğlenceli hale getirilecekti. Fen bilgisi deneyleri her tablette öğrenciler tarafından tekrar tekrar yapılarak konu iyice kavranacaktı. Teknoloji kullanımı dolayısıyla öğrenciler dersi daha ilgiyle izleyeceklerdi.

Konuyla ilgili yapılan birçok akademik çalışma gösteriyor ki böyle olmadı. Tabletler kullanılmadı, akıllı tahtalar hiç açılmadı. Bazı okullarda öğrencilerin okula tablet getirmeleri yasaklandı. Yeterli ve etkili ders materyali hazırlanamadı. Hizmetiçi eğitimlerle öğretmenlerin bu teknoloilerden faydalanabilecek şekilde donanımlı hale getirilmesi sağlanamadı.

Sorunların kaynağını nerede aramalıyız?

Eğitim sorunlarının çoğunun temelinde aynı şey yatıyor. Asıl unsurlarla yardımcı unsurlar karıştırılıyor. Diğer kalkınma alanlarındaki gibi zannediliyor. Yol yaparsınız, altyapı hazırlarsınız, fabrikalar kurarsınız ve burada üretimi yapacak paydaşlar bunları kullanır. Eğitim alanında da derslik bina edip, donanım sağlayınca her şeyin yolunda gideceği düşünülür. Oysa donanım ve altyapı eğitimin asıl unsuru değildir. Bina da, araç gereç de, teknoloji de eğitimin yardımcı unsurlarıdır. Eğitimin asıl unsuru öğretmendir ve bilgidir.

Tablet bilgisayarlarda kullanılacak dijital kitaplar üretmediğiniz zaman tabletler kullanılmaz. Ders materyali üretmediğiniz zaman akıllı tahtalar kullanılmaz. Öğretmenlerin kendilerini geliştirecekleri ortam oluşturmadığınız zaman öğretmenler teknolojiyi kullanmaz, kullanamaz.

Zihniyet değişmeden eğitimde gelişme sağlanamaz. Benzer bir proje yürüten Güney Kore (KERIS Project) bize göre oldukça mesafe katetmiş durumdadır. Eğitim alanındaki başarısı ile adından söz ettiren Güney Kore, teknolojide de öncü rol üstlenmektedir.

İstikrarla devam etmek gerektiğini düşünüyorum. Pes etmek doğru değil, eğitim projeleri uzun vadeli yatırımlardır. Tek bir bileşene hapsedilmemeli. Eksikler giderilmeli, yanlışlar düzeltilmeli ve devam edilmelidir.

Leave A Comment

Recommended Posts

Genel GÜNCEL

Tükeniyor mu, tüketiyor muyuz?

Tabiatta hemen her şey bir mücadele içindedir. Hayatta kalabilenler bu mücadelede kendi ihtiyacı olan imkan ve şartları sağlayanlardır. Bitkiler çevre şartları, diğer bitkilerin etkileri ve hayvanların saldırılarından kurtulabildikleri ölçüde hayatta kalıp gelişir. Hayvanlar da benzer şekildedir. Güvenliğini sağlayan, beslenebilen, iklim şartları karşısında […]

sosyal buhran
Genel

Sosyal Buhran (mı?)

Haber kaynaklarına baktıkça canımız sıkılıyor, dehşete düşüyoruz, tüylerimiz diken diken oluyor. Masum çocukların ölümü günlerce, aylarca meşgul ediyor bizi. Gencecik çocukların cinnet halinde işledikleri cinayetler kabusumuz oluyor. Cinayetler, tecavüzler, savaşlar, insanın insana reva gördüğü nice şenaatler. Ne oluyoruz, neden bu hale geldik […]