Çağdaşlaşmak… Dilimizde kullanılan ama kavram olarak kendi içinde çelişkiler barındıran bir kelime. Batı dillerinin hiçbirinde çağdaşlaşmak kelimesinin karşılığı yoktur.
Çağdaş aynı çağda yaşayan iki kişi (veya iki şey) demektir. Dolayısıyla sözün sarfedildiği zamanda hayatta olmayan bir kişi için veya cari olmayan (yürürlükte olmayan) bir hüküm için çağdaş demek doğru değildir.
Çağdaşlaşmak ise biraz karikatürize edecek olursak eski çağlardan çıkıp adeta zaman makinesi ile çağdaş hale gelmek olur ki bu muhaldir. Mustafa Kemal Atatürk’ün “Muassır medeniyetler seviyesine ulaşmak” ile ilgili sözlerini eğer “çağdaşlaşmak” olarak nitelendirirsek bu da yanlış olur. Evet çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmak için çalışmak çabalamak gerekmektedir. Bu çabanın adı kesinlikle “çağdaşlaşmak” değildir.
Kavramlar üzerinde tartışmayı bir yana bırakırsak gerçekten çağdaş olduğumuz avrupa medeniyeti ile, Amerikan medeniyeti ile faraza Japon medeniyeti ile bizim durumumuz nedir? Onların seviyesine ulaşabilir miyiz?
1- Son iki yıl içerisinde “Türkler”in özellikleri üzerine ülkemizde yayınlanmış ve mutlaka köylü taraflarımızı ön plana çıkartan, Türkleri kuralsız, başıboş, mantıksız v.s. gibi olumsuzlukları vurgulayan onlarca kitap vardır. Bu anlayış var oldukça medenileşemeyiz.
2- Yenilik yapmak, bilimsel çalışma yapmak, icat yapmak gayreti içerisinde olan kimseler engellenir, bürokrasiye takılır ve yaptıklarının altında art niyet aranırsa medenileşemeyiz.
3- Herşeyin; adeta her şeyin hile tarafını, kural delme yolunu düşünürsek medenileşemeyiz.
4- Kanun, yönetmelik ve kurallar bazı kimselere işler bazılartına işlemezse;
5- İyi denilebilecek uygulamaları ve gelişmeleri sözümona bizden birisi yapınca göklere; sevmediğimiz birisi yapınca eksik arayacak olursak;
6- Medyamız haber değeri ile toplumsal değerleri dengeleyemezse;
7- Kötümserilk ruhumuza işlerse;
8- Eline imkan geçen öncelikle torbasını doldurmak kaygısında olursa;
Muassır medeniyetler seviyesine ulaşamayız.
Kaldı ki medeniyet her zaman medeniyettir. Muasır da olsa, geçmişte de kalsa medeniyetlerin olumlu ve takdir edilecek, örnek alınacak tarafları vardır. Elbette geçmişin ders alınacak ve kaçınılacak tarafları da vardır.