ÖZÜN ÖZÜ: Ahlak krizinin temel yangın alanlarından birisi açgözlülüktür. Kazançta açgözlülük, sofrada açgözlülük, itibarda mevkide açgözlülük birçok kötülüğü beraberinde getirir.

ÖZET: İnsan açgözlüdür. Bu açgözlülük disiplinize edilmezse başka birçok ahlaki probleme temel teşkil eder ve insanı bir canavara dönüştürür. Tabağına yiyebileceğinden çok yemek almak, gardrobunda ihtiyacından fazla kıyafet dizmek, hiçbir zaman oturmayacağı evler satın almak veya biriktirdiği parada sınır tanımamak açgözlülüktür.

***

Modern çağda bir ahlak krizi ile karşı karşıyayız. Bu ahlak krizini anlayabilmek için olumlu örneklerden daha çok olumsuz örnekleri incelemek, analiz etmek ve “kriz”in çözümünü ortaya koymak gerekmektedir. Elbette ahlak anlayışını tam anlayabilmek için de olumlu ahlaki özelliklerle birlikte olumsuz ahlaki özellikleri de bilmek gerekmektedir.

Ahlak krizinin belirtilerinden birisi artan açgözlülüktür. Gelişen imkanlar karşısında ihtiyaçların sınırı aşılmıştır. Konfor merakı bir kere bünyeyi sardı mı alıp başını gidiyor.

Açgözlülük insanlarda zirveye ulaşmış bir olumsuz ahlaki özelliktir yani bir kötü ahlaktır. Bunu çoğu kimse bildiği ve kabul ettiği halde az veya çok bir açgözlülük yapar. Belki sürekli değilse bile yaşamının bir döneminde ya da bazı şartlar oluştuğunda açgözlülük olarak tanımlanabilecek bazı davranışlar sergileyebilir.

Bir afet, kıtlık veya salgın döneminde ve sonrasında sadece ihtiyacı kadar almak yerine ihtiyacından fazlasını alıp depolama, stoklama telaşına girer. İleride ortaya çıkabilecek ihtiyaçları da düşünerek mal ve para biriktirir. Yeryüzünde yaşayan diğer canlıların büyük çoğunluğu yedikleri öğünden fazlasını toplamaz ve biriktirmezler. Yiyecekleri saklayan bazı hayvanlar olsa da bunlar doğanın döngüsü içinde bir faydaya dönüşmektedir. İnsanın doğayı tüketerek gezegene zarar verecek seviyeye gelen açgözlülüğü başka bir canlıda yoktur.

Şapkayı önümüze koyup kabul etmeliyiz küresel iklim krizinin temelinde açgözlülük vardır. Üretimi artırmak, ekonomiyi biteviye büyütme hırsı, sınır tanımayan konfor isteği bizi bu noktaya getirdi. Yaz ortasında kapalı salonlarda kayak pistleri yapıyoruz, kış soğuğunda mayoyla ılık havuzlarda yüzmek için yarışıyoruz. Dünyanın bir tarafı açlıktan ölürken üretilen gıdaların neredeyse beşte birinin çöpe gittiği gerçeği rapor ediliyor. Tarlada, nakliyede ve diğer kayıplar hesap edildiğinde gıdaların üçte birinin sofraya ulaşamadığı söyleniyor ve bunun iklim krizi üzerindeki etkisi defalarca raporlara yansıdı.

Bu açgözlülüğün en somut örneğidir. Konunun yiyecekle ilgili tarafı üzerinde bile tek başına uzun analizler yapılabilir. Daha başka yönleri de vardır açgözlülüğün.

Sahip olmak, elde etmek manasında da insan açgözlüdür. Altın, gümüş, ziynet eşyası, para, hisse biriktirdikçe biriktirir. Bu açgözlülük sayesinde her geçen gün dünyanın en zenginleri tarihi rekorlar kırmaktadırlar. Uzaya, aya, marsa veya diğer ötegezegenlere koloniler kurma planları yaptıkça bu konuda sınırları zorladıkça zorlayacağız anlaşılan. Bu açgözlülük sayesinde yeryüzündeki ultra varlıklı kişi ve aileler çoğaldıkça onların kat be kat fazlası açlıkla, sefaletle boğuşmaktadır.

Hiçbir zaman oturamayacağı üçer beşer daireye sahip olanlar açgözlüdür. Tek kişinin yüzlerce dairesi olduğu örnekler de mevcuttur.

Sadece bir kez giydiği elbiselerle dolaplarını doldurmak açgözlülüktür.

Birikim yapacağım diye banka hesaplarını şişirdikçe şişirmek, altınları, gümüşleri yığmak açgözlülüktür.

Açgözlülüğü sadece biriktirmek de değildir. Savurganlık ve abartılı davranışların çoğunun temelinde yine açgözlülük vardır.

Para ve maddi imkanları hızlıca artan insanlarda daha çok görülen açgözlülük kendi kendini yiyip bitiren bir kurt gibi tüketir ve yok eder. Uzun yıllar boyu varlıklı olan aileler ve bu ailelerde yetişen bireylerin çoğu belli bir disiplin içinde harcamaya alıştırılmışlardır. Bunlardan erdemli olanlar hem sosyal sorumlulukları gereği imkanı olmayanlara vermeyi ihmal etmezler hem de konforlu yaşamlarını, harcamalarını uluorta yapmazlar ki başkalarını rahatsız eden bir tarafı olmasın.

Son zamanlarda hızlı bir şekilde varlıklı hale gelme imkanları doğunca sonradan görmeler çoğaldı. Üstüne üstlük konforu, abartılı harcamayı, pahalı sofraları göstermek ilgi çekiyor ve bu ilgi de reklamla paraya dönüşüyor olunca bu konuda hassasiyet ve ahlak bir kenara atılır oldu. Hem israf hem savurganlık hem açgözlülük atbaşı gitmektedir.

Hangi yolla kazanılıyor olursa olsun maddi kazançlar konusunda hemen hiç kimse bu kadarı bana yeter demiyor. Belki bir ömür boyu kendisine yetecek maddi varlığı olanlar kendisinden daha zengin olanlara bakarak varlığını katlama peşinde didinip duruyor.

Özel jeti olan ikinci jeti almak için uğraşıyor, üç gömleği olan üç tane daha almak için iştahla saldırıyor.

Makamın, mevkinin, itibarın da açgözlülüğü vardır. Elde ettikçe daha fazlasını istemek ve bunun için sürekli çabalamak açgözlülüktür.

Dünya çok büyük değildir, dünyada var olan kaynaklar ve imkanlar da sınırsız değildir. Ama emin olun şu anda yeryüzünde yaşayan bütün insanlara yetecek kaynaklar mevcuttur. Dünya nüfusu birkaç katına çıksa bile bütün kaynakların yeteceğini düşünenlerdenim. Fakat burada önemli bir şart ortaya koymak gerekiyor. İnsanın açgözlü tarafını kontrol altına alması gerekmektedir. Açgözlülüğün karşısındaki erdemli davranış kanaattir.

Dindar insanların sahip olduklarına şükretmesi doğru anlaşılırsa açgözlülüğü kontrol altına alır. Şükretmek, pes edip kuru ekmeğe talim etmek değildir. Kuru ekmeğe şükredersin ve daha fazlasını elde etmek için meşru yollarla çabalarsın. Fazlası eline geçtiğinde karagün için biriktirirsin. İşte bu birikimin dengeli olması, gerektiğinde ihtiyaç sahiplerine yardım edilmesi, cömertlik yapılması, israftan kaçınılması açgözlülüğü kontrol altına alır.

27 Ağustos 2021 Cuma

Leave A Comment

Recommended Posts

GÜNCEL Yazılar

gümrah…

Gümrah büyürse çiçekler o zaman gülümseriz. İlginç bir kelime olarak dikkatimi çekmiştir hep: “gümrah”. Farsça bir kelime olan gümrah Türkçe’de de kullanılmaktadır. Ancak Farsça’da “yolunu kaybetmiş, yoldan çıkmış veya yanlış yönlendirilmiş” anlamlarında kullanılırken Türkçe’de “gür, bol, sık, çok” anlamında ifade edilir. Tabii […]

Hatırat Yazılar

Afganistanda Tarih

Afganistan’ın tarihi aslında oldukça eski. İnsan yerleşiminin 50.000 yıl önce olduğuna dair tahminler bulunmaktadır. Bugünkü devletin sınırlarını ve temelini oluşturan devlet İngilizlerle yapılan I., II. ve III. İngiliz-Afgan Savaşlarından sonra 1919 yılında Emanullah Han tarafından kurulmuştur. Modern Afganistan’ın kurucusu olarak Emanullah Han’ın […]