“Hayırdır Necati ne oldu?”
“Yolda anlatırım ben sana” derken bir taraftan da yuvarladığı röntgen filmini ceketinin cebine koyuyordu.
Alelacele otoparka çıkıp arabaya bindikleri gibi çıktılar. Eşref hiçbir şey anlamamış Necati’nin söze girmesini bekliyordu.
“Hadi ama anlatmayacak mısın? Niye apar topar çıktık. Ne gördün içeride.”
Necati yuvarlayıp cebine koyduğu röntgen filmini çıkartıp güneşe tutarak:
“Abi güya benim çekimim hatalı olmuş dediler ya. İşte hatalı dedikleri film. Burada resmen bir yabancı cisim var. Güya masada unutulan bir şey gibi falan dediler ama bu hiçbir şeye benzemiyor ve bence bu görünen cisim benim karnımda. Şuradaki yerinden anlaşıldığına göre midemde bir yerde.”
“E bunu Kemal beye gösterseydik ya.”
“Eşref Abi görevli kız bana bu röntgeni göstermek istemedi. Görünce de almak istedim ama şefine sormadan veremeyeceğini söyledi. Sence bunlar normal mi? Bana sorarsan bu adamlar geldiler veya aradılar röntgeni yeniden çekince o cismi oradan silecekler.”
“Necati biraz abartıyorsun bence. Bunu yapmak isteseler herhangi bir adamın röntgenini senin röntgenin diye bize yutturmazlar mı? Bu daha iyi bir yol olmaz mıydı? Hiç de şüphelenmezdik.”
“Belki öyle görünüyor ama o zamanda bu röntgeni değerlendirecek olan doktorlar bunun bana ait olmadığını fark edeceklerdi. Bak göreceksin haklı olduğumu.”
Eşref can sıkıntısını belirtmek için bir of çekti. Necati elindeki röntgeni güneşe tutarak görülen yabancı cismin ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
“Abi bak diyelim ki bu benim vücudumdaki bir şey değil, dışarıdan bir cisim. Peki nedir bu o zaman? Ben bir anlam veremedim. Görevli anahtarlık falan gibi bir şey dedi ama bu anahtarlık kadar bir şey değil, küçük bir cisim. Bunu değerlendirecek bir doktor bulmalıyız.”
“Doktoru bulmuştuk ama sen berbat ettin her şeyi. Ama yine de istersen geri dönüp Kemal beye gösterebiliriz.”
“Hayır o hastaneye en azından şimdi geri gitmemeliyiz.”
“Diyelim ki seni takip ediyorlar, ben buna inanmıyorum ama diyelim ki öyle. Böyle kaçmakla daha çok dikkat çekmiyor muyuz?”
“Haklı olabilirsin. Daha çok dikkat çekiyoruz, daha çok tepki verebilirler. Ama ben bu adamların ellerindeki imkanları görünce başka çare olmadığını düşünüyorum. Eşref abi adamlar istese benim deli olduğuma seni bile inandırıp beni tımarhaneye tıkabilirler.”
“Kimsenin beni etki altında bırakıp böyle bir şeyi yapamayacağını biliyorsun”
“İşin kötüsü de o zaten. Direk bir şey yaparak değil olayları farkına vardırmadan yönlendirerek kimsenin ruhu duymadan yapıyorlar. Kimse sana gelip telkinde bulunmayacak ki. Belki sadece benim davranışlarımdan yola çıkarak buna ikna olacaksın. Bilemiyorum ama gördüklerimden ve yaşadıklarımdan bizim bilmediğimiz bazı güçlere sahip olduklarından eminim.”
(Tek Kişilik Devlet Sırrı’ndan bir bölüm)