Öğretmenler tatilde ne yapar? Ya da ne yapmalıdır?

Öğretmenlik mesleğine dair herkesin az yada çok bir değerlendirmesi olmuştur. Kimi öğrencilik yıllarından kendi öğretmenleri ile yaşadıklarını bir değer haline getirmiş ve bu meslekle ilgili sıkça bunu dile getirir, kimi çocuklarının öğretmenlerinden yola çıkarak bu mesleği toptan değerlendirir.

Ama öğretmenlik mesleği ile ilgili diyaloglarda sıkça rastlanan birkaç kalıp vardır:

“Öğretmenlik mesleğinin itibarı yok.”, “Kimse öğretmenliği tercih etmiyor.”, “Hiçbir yer kazanamazsan bir öğretmenlik tutturursun” Bunların hepsi sonuçta aynı değerlendirmeye dayanmaktadır: Öğretmenlik kolay bir meslektir.(!)Buraya koyduğum ünleme geri döneceeğim.

“Öğretmenlik mesleği kebap bir iştir. Yaz tatilleri 2 ay,mesaileri ders saatleri ile sınırlı”, “Öğretmenler bir de ek ders alıyorlarmı?. Oh…”,

“Üniversite diploması olan herkes öğretmenlik yapabilir. çok tanıdığım var, ge祮a tamlarda öğretmenliğe başladı. Valla şimdi çok iyi de yapıyor.” Bunlar da aynı yargıya dayanıyor: Öğretmenlik kolay bir meslektir.

Bu düşüncelerin hiçbirine katılmıyorum. Katılmadığım kadar kuvvetle de inanıyorum ki bu düşüncelerin esas muhbirleri de yine öğretmenlerdir ve eğitim sistemimizdir.

Öğretmenlik hangi seviyede olursa olsun ?li ve itibarlı bir meslektir ve bu itibarını yeniden elde edebilmesi için çalışmalar gerekiyor. Bu konu uzun uzadıya incelenmesi, proje geliştirilmesi gereken bir mevzu. Bu gece yaz tatillerinde boşa geçen zamanı dile getirmek istiyorum.

Eğitim gerçekten çok ciddi bir iştir ve eğitim verenlerin (yani öğretmenlerin) kendilerini geliştirmeleri elzemdir. Öğretmenlerin çalışma şartlarını ve tatillerini düzenleyen yasalar öğretmenlere yaz tatilinde 2 ay tatil yaptırıyor. Bu tatillerde öğretmenler neler yapıyor peki?

istisnaları mutlaka vardır ama öğretmenlerin çoğunun bu süreyi verimli geçirdiklerini söyleyemem. Bir kısmı bu s?bazı ticari faaliyetler yapar.

Bir kısmı kendince sosyal çalışmalarda bulunur.

Bazıları gezer, dinlenir ve eğlenir.

Eminim çok az bir kısmı kendini geliştirmek ve okumak için vakit ayırıyordur.

Yasada “bu s?dokunulmadan kalan zamanlarda olmak ?seminer çalışmaları” yapılacağı belirtiliyor. Fakat uygulamada bu seminer çalışmalarının çoğunlukla baştan savma, birbirinden kopyalama ve formalite icabı okulda bulunup imza atma şeklinde geçiliyor.

Oysa eğitim sistemimiz eğiticilerin kendilerini geliştirmelerine o kadar muhtaç ki.

Bu ihtiyacı gerçektenden hissedenler yaz tatillerinin ve ders zamanlarındaki kalan vakitlerinin yetmediğini görüyorlar.

Milli Eğitim Bakanlığının hizmeti eğitim tesisleri ve genelde tatil beldelerinde yapılan sosyal tesisleri vardır. Bu tesislerin çok etkin kullanılarak, hiçbir zamanının boş geçilmeden tatil boyunca kullanılması ve eğitim kadrolarının daha kalifiye hale getirilmesi gerekmektedir. Geleceğimizin şekillendiği okullarımızdan verim almak istiyorsak bu konuya eğilmeliyiz.

Eğitim kadrosu hiçbir bahaneye sığınamaz.

Eğitim eğitime muhtaç haldedir.

 

Recommended Posts

Genel GÜNCEL

Tükeniyor mu, tüketiyor muyuz?

Tabiatta hemen her şey bir mücadele içindedir. Hayatta kalabilenler bu mücadelede kendi ihtiyacı olan imkan ve şartları sağlayanlardır. Bitkiler çevre şartları, diğer bitkilerin etkileri ve hayvanların saldırılarından kurtulabildikleri ölçüde hayatta kalıp gelişir. Hayvanlar da benzer şekildedir. Güvenliğini sağlayan, beslenebilen, iklim şartları karşısında […]

sosyal buhran
Genel

Sosyal Buhran (mı?)

Haber kaynaklarına baktıkça canımız sıkılıyor, dehşete düşüyoruz, tüylerimiz diken diken oluyor. Masum çocukların ölümü günlerce, aylarca meşgul ediyor bizi. Gencecik çocukların cinnet halinde işledikleri cinayetler kabusumuz oluyor. Cinayetler, tecavüzler, savaşlar, insanın insana reva gördüğü nice şenaatler. Ne oluyoruz, neden bu hale geldik […]