Karar vermenin hayatımızın her safhasında önemli bir yeri vardır. Her gün belki binlerce kez karar vermek zorunda kalırız. Bazı kararları çok çabuk alırız, bazı kararları almadan epeyce düşünürüz. Bazen de bir konuda karar vermek için başkalarının görüşüne başvurmamız gerekebilir.
İsabetli karar vermenin geleceğimiz üzerinde etkisi vardır. O halde isabetli karar verebilmek için neler yapmalıyız?
Bu sorunun cevabını vermeden önce karar vermenin nelere dayandığına bakalım. Verdiğimiz her kararın temelinde konuyla ilgili bilgilerimiz yer almaktadır. Vereceğimiz kararın sonucu ile ilgili tahminimiz de kararda etkili olur. Üçüncü bir etken de içinde bulunduğumuz şartlardır.
Bir yolu karşıdan karşıya geçerken bir karar veririz. Bu kararı verirken birçok bilgiye dayanırız. Trafik kuralları, yolun uzunluğu, genişliği, görünen araçların bize olan uzaklığı, kendi yürüme hızımız bu bilgilerden bazılarıdır. Bu bilgilerden hareketle sonuç hakkında bir tahmin yürütürüz: “Ben bu yoldan karşıya geçene kadar uzaktaki araç buraya ulaşamaz.” diye düşünür ve yürüyüş hızımızı ona göre ayarlayarak geçeriz. İşimiz çok acele ise sonuç hakkında tahmini ya tam sağlıklı yapamayız veya risk taşısa bile (araba bize çarpabilir) hızla koşmaya çalışabiliriz. Bu da içinde bulunduğumuz şartlardır.
KRİTİK ÜÇ SORU
Teoride daha birçok etken var kararı etkileyen fakat pratik karar vermeyi sağlayan üç temel soru ile başlayabiliriz.
İsabetli bir karar verebilmek için şu üç soruya hızla cevap bulmalıyız:
1. Neler biliyorum?
2. Sonuçta ne olabilir? (Sonucu tam olarak tahmin etme ve hedef belirleme)
3. Şu anda durum ne? (Kendi şartlarımızı ve imkanlarımızı gözden geçirme)
Özetle; bilgini ortaya koy, sonucu tahmin et, durumu gözden geçir ve karar ver.
Bu pratik formül her zaman daha çabuk karar vermenizde işe yarayacaktır. Hızlı karar vermek gerekmeyen durumlarda acele etmeyin. İsabetli bir karar yanlış karardan iyidir. Fakat hızla karar vermeniz gereken zamanda kararsız kalmak da yanlıştır. İşte içinde bulunduğumuz durumun karara etkisi burada kendini gösterir.
MESLEK SEÇİMİNDE KARAR VERMEK
Öğrencilerimizden birisinin bir sorunu olduğunu tesbit ettim ve önemli bir konuda karar vermesi gerektiğini ve karar vermekte zorlandığını anladım. Öğrencilerimiz sık sık bu durumla karşılaşırlar. Ben öğrencilerime 3 kritik soru ile düşünmelerini tavsiye ediyorum. Genelde bu sorulara gerekli cevabı verdikten sonra tatmin edici bir karar veriyorlar ve rahatlıyorlar.
Kararı mümkün olan ne kısa zamanda vermek de önemlidir. Zira kararsız kalmak hayatımızı olumsuz etkiler.
Öğrencimiz son sınıf öğrencisi ve ona meslek seçimi konusunda yardımcı olmam için bana başvurdu. Tamamen kararsızdı. Çünkü önünde birçok seçenek vardı. Mesleki rehberlik çalışmasında kendisine matematik zeka gerektiren mesleklerden birini seçmesi konusunda tavsiyede bulunmuştum. İşte bunun üzerine kafası karışmıştı. Çünkü kendisi müziği çok seviyordu ve müzikle ilgili bir meslek seçmeyi istiyordu.
“Konservatuara mı gideyim, bir müzik kursuna gidip kısa zamanda ün yapacak şekilde piyasayı mi gireyim yoksa müzik öğretmeni mi olayım?” diye düşünüyor bir taraftan da müziği başarıp başaramayacağı konusunda endişeliydi. Öte yandan babası polis olmasını istiyordu. Ben de mühendislik tavsiyesi yapınca kafası iyice karıştı.
Ona kararını kendisinin vereceğini, benim ona ancak yol gösterebileceğimi söyleyerek kritik 3 soruyu sordum. Bu 3 soruya her seçenek için ayrı ayrı cevaplar bulmasını ve yazmasını istedim.
Önce müzikle ilgili bilgileirni tazeledi, yeni bilgiler toparladı. Müzikle matematik arasındaki bağlantıyı öğrendiğinde ise neredeyse uçacaktı. Odama heyecanla girdiğinde onu zor oturttum. Gözlerinde hissettiğim şey büyük bir kararlılıktı. Müziği seçmesinin benim tespit ettiğim matematik zekası ile çelişmediğini anlamıştı ve bu yönde karar verecekti.
Onu bütün seçenekleri bitirdikten sonra karar vermeye ikna ettim. Diğer seçenekler hakkında da bilgiler edindi. Bazı polislerle, mühendislerle ve sanatçılarla görüşüp konuşmasını sağladım.
Bir ay sonra kararını verdi. Bilgisayar mühendisi olacaktı ve müzik aletlerinin programlanması üzerine çalışacaktı. Bu karar babasını da sevindirdi. Çünkü müziği macera gibi görüyor ve oğlunun ileride sorun yaşamasını istemiyordu