ÖSYM’deki sınav skandalları gündemden düşmüyor. Sınavların ve ÖSYM’nin siyasete alet edildiği iddiaları var ve pek de yabana atılır iddialar değil. YGS sonuçları soruşturma bitmeden açıklanmayacak ve LYS başvuruları da ertelendi.
Hani bir atasözü vardır; filler tepişir çimenler ezilir diye. Birilerinin öğrencilerin istikbalini hiçe sayarak üniversite giriş sınavını siyasete alet ettiği iddiası var ortada. Bu iddia doğru da olsa yanlış da olsa olan yine öğrencilere oluyor.
Sokağa dökülüp karakollardan toplanan öğrenciler.
Ortaya çıkan belirsizlikten motivasyonları yok olan ve çalışamayan öğrenciler.
Sınav kaygısına gelecek endişesi, haksızlığa maruz kalma korkusu da eklenen öğrenciler.
Bu süreçten sağlıklı bir şekilde çıkabilmek için öğrencilerimize aşağıdaki tavsiyelerde bulunabiliriz:
Sınavda şaibe de olsa, skandal da olsa, şifre de olsa herkes aynı sınava tabi tutuldu. Eğer siz soruları hakkınızla çözüp çıktıysanız hakkettiğiniz puanı kimse engelleyemez. Bu sebeple rahat olabilirsiniz.
Birilerine şifre verilmiş ve haksızlık edildiyse, bu konu hukuk kurumları tarafından araştırılıyor. Mutlaka bir sonuç elde edilecektir. Önceki yıllarda yaşanan sorunlardan biliyoruz ki ülkemizin emniyet güçleri ve hukuk kurumları kendilerini geliştirdi ve artık hiçbir şey gizli kalmıyor.
Bunu fırsat bilerek kullanmak isteyenlerin bu durumu kullandıkları da bir gerçek. Bundan dolayı eylemlere katılmak, sokağa çıkmak sizin sınav başarınıza olumlu değil olumsuz etki edecek. Bu gibi davranışlardan uzak durup sonraki sınava hazırlanmalısınız.
Belirsizliklerin olması, LYS başvurularının ertelenmesi hatta sınavın iptali veya ertelenmesi moralinizi bozmamalı bunu fırsata çevirmek için çalışmaya devam etmelisiniz. Eğer bilginize güveniyorsanız kimse size haksızlık etmez, edemez.
Sınavda bir haksızlık yapıldığından kesin emin iseniz, bir hata olduğunu düşünüyorsanız bunu yasal yollarla ilgililere aktarmak veya şikayet edip hakkınızı aramak için çaba sarf etmelisiniz. Yasal yollarla hakkını aramak en doğrusudur. Özelikle ALES sınavına giren arkadaşlarımızın gerekli girişimlerde bulunması gerekir.
Umuyoruz ki bu hengame bir an önce biter, ÖSYM toparlanır yine eskisi gibi güvenilir bir kurum haline gelir ve öğrencilerimizin ve akademisyenlerimizin girdiği sınavlarda adil, profesyonel ve başarılı sınavlar yaparlar.
Karşımızdaki herkesin insan olduğunu ve birçok şeye ihtiraslarını, emellerini, hesaplarını, duygularını karıştırdığını da unutmayalım. ÖSYM’de çalışanlar da, emniyet yetkilileri de, siyasiler de…
Ama bir an önce eğitim alanının siyasetten uzak tutulması gerektiğini herkesin kabul etmesi lazım. Siyasi hesaplar birkaç aylık veya birkaç yıllık yapılıyor. Oysa eğitimde hesaplar 30-40 yıllık hatta 50 yıllık hesaplardır.
Filler tepişecekse gidip beton platformda tepişsinler, çimenlerimizi ezmesinler.