Son günlerde basın yayın kuruluşları cinayet haberlerine, çocuk ölümlerine, sapık hikayelerine gözlerini diktiği için her ölüme şüphe ile bakıyoruz artık.

Ölüm sadece polisiye romanlarda veya korku filmlerinde heyecan oluşturmuyor anlaşılan. Kendilerine heyecan arayan enformasyon üretici basın hemen “Şok, şok…” başlıkları ile olaylar arasında bağlantı kurmaya uğraşıyor. “Bir çocuk daha…” diye başlayan, “Bir kadın daha…” diye devam eden haberleri dinledikçe sanırsınız ki bir anda farklı bir çete, bir sapık tarikat veya bir sapkınlık dalgası sardı ülkeyi.

Bunlar enformasyonun hızlı tüketilme beklentisi ve sanal heyecan oluşturma çabalarından başkası değil.

Ama altında yatan çok daha acı bir gerçek var. Ahlak bozuluyor. Dünü bugünü, birkaç ayı değil. Son yılları, son on yılları şöyle bir düşünün. Şu ana kadar duymadığımız yöntemlerle işlenmniş cinayetleri gazete sayfalarından okuyup televizyonlarda canlandırmalarla izledik. Polisiye romanda olsaydı iyiydi ama bunlar ballandırılarak, canlandırılarak anlatıldı.

Bir cinayetin ayrıntılı bir şekilde anlatılması, başka bir caniye, başka bir katile ilham olur mu diye kimse sormadı.

Ahlak bozulduğunda onu polisiye tedbirlerle, yasalarla çözemezsiniz. Ahlakın temelinde yer alan dinamikleri yok etmişseniz bunları yendien yerine koymadan sorun çözülmez.

Fahişelerin namuslu olduklarını iddia ettiği, kendi çıkarı için her yolu mübah görenlerin “değerler”den söz ettiği bir yerde ahlak zaten şirazesinden kaymış demektir.

Diktatörlük de kursanız, her şeyi serbest de bıraksanız ahlaki çöküntüye çare olamazsınız.

Ahlak kişinin içinde şekillenir. Samimiyet de öyle…

Kişisel gelişimle olmaz. Toplumsal gelişim gerekiyor.

Recommended Posts

Genel GÜNCEL

Tükeniyor mu, tüketiyor muyuz?

Tabiatta hemen her şey bir mücadele içindedir. Hayatta kalabilenler bu mücadelede kendi ihtiyacı olan imkan ve şartları sağlayanlardır. Bitkiler çevre şartları, diğer bitkilerin etkileri ve hayvanların saldırılarından kurtulabildikleri ölçüde hayatta kalıp gelişir. Hayvanlar da benzer şekildedir. Güvenliğini sağlayan, beslenebilen, iklim şartları karşısında […]

sosyal buhran
Genel

Sosyal Buhran (mı?)

Haber kaynaklarına baktıkça canımız sıkılıyor, dehşete düşüyoruz, tüylerimiz diken diken oluyor. Masum çocukların ölümü günlerce, aylarca meşgul ediyor bizi. Gencecik çocukların cinnet halinde işledikleri cinayetler kabusumuz oluyor. Cinayetler, tecavüzler, savaşlar, insanın insana reva gördüğü nice şenaatler. Ne oluyoruz, neden bu hale geldik […]